Neden Montessori Metodu?


Gün geçtikçe Montessori Metodu'na ilgim artıyor ve bu konuda edindiğim bilgileri burada da paylaşmak istiyorum. Bunlardan biri de Montessori ile tanışmama vesile olan okul öncesi eğitim öğretmeni olan kuzenimin ki o bu sene Bahçelievler Bölgesindeki bir okuldaki sınıfında öğrencilerini bu metod ile  yetiştirmeye başlayacak, bu metodun İstanbul'daki devlet okullarında uygulanmasının önderi Montessori Eğitim Sistemi’nin gönüllü proje koordinatörü olan Sayın Hayriye CİNBİR ile yaptığı ropörtaj. Aşağıda ilgili röportajı bulabilirsiniz. Umarım sizin de ilginizi çeker.




MODERN EĞİTİM SİSTEMLERİNDEN MONTESSORİ EĞİTİM SİSTEMİ BAHÇELİEVLER KAYMAKAMLIĞININ  ÖNCÜLÜĞÜNDE BAŞLATILDI

Yarına kalmak için çocuğun gözüyle dünyaya bakmayı önemsemek, onlara fırsat vermek, üreten, düşünen, geliştiren, güven veren modeller olmak. İşte tam da bu noktada Bahçelievler Kaymakamlığı değişime öncülük ederek okul öncesi eğitime ilçemiz adına farklı bir bakış açısı getiriyor. Bireyi merkeze alan eğitim anlayışı son yılların tartışılan en önemli konularının başında geliyor. Eğitim dünyası bu konuları tartışırken çağdaş eğitim sistemlerine geçişin ilk adımı akademik olarak Fatih Üniversitesi ve Rotterdam Üniversitesi`nin desteği ile ilçemiz Bahçelievler’de atıldı. Fatih Üniversitesi, Bahçelievler Kaymakamlığı, Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, TRT Çocuk ve Çocuk Gelişimi ve Montessori Eğitimi Derneği’nin (ÇOGEMED) işbirliği ile hazırlanılan bu program, Türk Eğitim Sistemi’nin modernleşmesi açısından oldukça önem taşıyor. Montessori Eğitim Sistemi ülkemiz açısından yeni bir model olsa da 1907 yılından bu yana dünyanın en yaygın ve başarılı eğitim sistemi olma özelliğini taşıdığı belirtiliyor. İtalya'nın ilk kadın doktoru, pedagog ve antropoloji profesörü Maria Montessori (1870-1952) 100 yıl önce kendisini çocuk davranışlarını gözlemlemeye adamış ve ortaya Montessori Eğitim Sistemi çıkmıştır. Günümüzde dünya çapında başarılı olan birçok bilim insanı, siyaset ve yöneticilerin daha çocukluk yıllarından itibaren böylesi bir eğitim sisteminin içinden geçtiği düşünülürse bu projenin önemi daha net anlaşılabilir. Eğer Montessori okulları olmasa, Google diye bir şey hiç ortaya çıkmamış olabilir miydi? Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz, ama Larry Page ve Sergey Brin Google’ı kurabilmelerini, Montessori eğitimi almalarına bağlıyorlar. Nobel ödüllü edebiyatçı Gabrial Garcia Marquez’den, dünyanın en büyük sanal ticaret alanı olan “Amazon.com”un kurucusu Jeff Bezos’a kadar birçok isim, bu okullardan mezundur. Peki, Montessori Eğitim Sistemi’nin Bahçelievler ilçesinde başlama süreci nasıl oldu? Hayriye Cinbir Hanımefendiyi Bahçelievler Kaymakamımız Şevket Cinbir’in eşi ve bugünlerde Montessori Eğitim Sistemi’nin gönüllü proje koordinatörü olarak tanıyoruz. Fakat o, tüm bunların ötesinde çocuk eğitiminde, duyarlı yaklaşımı benimsemiş ve bu duyarlılığın yaygınlaştırılmasını dert edinmiş bir anne. Kendisiyle ortak kaygılar taşıyan insanlarla bir araya gelerek kurdukları Çocuk Gelişimi ve Montessori Eğitimi Derneği (ÇOGEMED) ilçemiz Bahçelievler ‘deki devlet okullarında, Kaymakamımız Şevket Cinbir’in ifadesiyle Yavuzlar’ın, Fatihler’in, Kanuniler’in yetişeceği bir eğitim sistemini hayata geçirmek adına yoğun bir tempoda çalışıyor. Sayın Hayriye CİNBİR ile Montessori yaklaşımını, sürecini ve bu sistemin artılarını tüm yönleriyle konuştuk.

Sizi Montessori eğitimine verdiğiniz destekle tanıdık. Bu projeye destek olma fikri nasıl doğdu?
Ben de okul öncesi eğitime gönül vermiş ve bu alanda eğitim almış bir eğitimciyim. Her şey Uzman Pedagog Adem Güneş’i bir radyo programında ve arkasından vermiş olduğu bir seminerde dinlememle başladı. Seminerde dinlediklerim bende ciddi bir farkındalık oluşturdu ve çocuk eğitiminde yapılan yanlışlar üzerinde düşünmeye sevk etti. Bunun sonucu olarak özellikle okul öncesi eğitimle ilgili neler yapabileceğimiz üzerine konuyu eşime de açtım. Ben, Bahçelievler Kaymakamı eşim Şevket Cinbir’in ve Uzman Pedagog Adem Güneş’in katkıları ile Montessori eğitimi ile ilgili somut adımlar atmak üzere harekete geçtik. Sonuç olarak derneğimizi kurduk ve Montessori eğitimini yaygınlaştırma çalışmalarına başladık. 

Sizce çocuk eğitiminde yapılan yanlışlar neler? 

En belirgin hatamız, çocuklarımıza çok fazla müdahale etmemiz. Çocuğun yediği yemekten, uyku saatlerine kadar her şeyi yönetmeye çalışıyoruz. Bizim istediğimiz gibi düşünsün, hissetsin, yesin, uyusun istiyoruz. Oysa her çocuk kendi kişiliği, duyguları ve düşünceleri olan bir bireydir. Bizim tek yapmamız gereken onların sahip oldukları bu donanımları kullanmalarına yardım etmektir. Bizim müdahaleci tutumumuz, çocukların birbiriyle çelişen farklı kimlikler geliştirmelerine sebep oluyor. Sonuçta kendi özüne yabancı bireyler yetişiyor.

Peki Montessori Eğitim Sistemi çocuğa nasıl yaklaşıyor? Bu projenin nasıl bir farkı var? 

Bu sistemde klasik bir öğretmen yok. Öğretmenin görevi rehberlik yapmak. Sistemin ana felsefesi “Başarabilmem için bana yardım et”. Çocuğu merkeze alan bu sistem, çocuğun ritmini bozmadan eğitmeye ve fıtri kabiliyetlerinin ortaya çıkmasına zemin oluşturmayı hedefliyor. En büyük farklardan biri bu. Özgür ve hiçbir kuralın olmadığı bir sınıf ortamı var. Bu sınıf içinde çocukların sorumluluklarının olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine gün içinde her çocuğun sorumlu olduğu bir görevi oluyor. Sistemin oturması için çocuklarda güven duygusunun gelişmesi gerekiyor ve ilk şart öğretmenin sabırlı olması. 




Bu sınıflara gelene kadar çok az sorumlulukla ve kurallar içinde büyüyen bir çocuğun tepkisi nasıl olur? Ev ortamı ile bir çelişki doğma riski olabilir mi?

Bu genelde herkesin kafasında beliren bir soru. Ancak eğitimin başında velilerle bir sözleşme imzalanıyor. Bu sözleşme ile veliler okuldaki eğitime paralel bir tavır sergileyeceklerini kabul etmiş oluyorlar. Ayrıca öğretmenlerimiz ev ziyaretleri ile velilere büyük destek oluyorlar. Öğretmenlerimiz çok uzun bir eğitim sürecinden geçtiler. Ancak velilerimiz aynı bilgilere sahip değiller. Bu sebeple Adem Güneş hocanın seminer kayıtlarını çoğaltarak velilerimizle paylaştık. Veli eğitimleri de bu aşamada oldukça önemli.




Montessori sınıfları fiziksel olarak nasıl donatılıyor?

Genelde anasınıflarında çok fazla uyaran vardır ve bu çocuklarda odaklanmaya engel olur. Montessori sınıflarını ise oldukça sade bir şekilde düzenledik. Sınıftaki tüm dolaplar çocukların boyuna göre düzenlendi ve tüm eşyalar çocukların kullanımına sunuldu. Düzenlemedeki bu sadelik ilk bir buçuk ay süresince devam ediyor. Bu sürecin sonunda çocukta güven duygusu gelişiyor ve buna paralel olarak materyalleri de çeşitlendiriyoruz.



Güven duygusu ile neyi kastediyorsunuz? 

Öğretmen çocuğa sabırla ‘Ben seni sadece sen olduğun için seviyorum. Fiziksel özeliklerin, kıyafetin, cinsiyetin benim için önemli değil. Ben seni seviyorum ve sadece sana rehber olmak istiyorum.” diyor. Ceza alma ya da ödül kazanma kaygısı olmayan çocukta zamanla güven duygusu gelişiyor. Bu duygu geliştikten sonra çocuk öğretmenin istediği bir şeyi yapıyor. Yapmak istemiyorsa da bunu sebepleriyle çekinmeden çok güzel ifade edebiliyor. Çünkü başında da söylediğim gibi ceza alma ya da ayıplanma kaygısı taşımıyor.





Montessori sisteminde kullanılan özel materyallerden bahseder misiniz?

Klasik sistemden farklı olarak Montessori sisteminde çok farklı materyaller bulunuyor. Bu materyalleri günlük yaşam materyalleri, duyu materyalleri, kozmik materyaller, dil materyalleri ve matematik materyalleri beş gruba ayırıyoruz. Bu materyallere örnek olarak bardaklar, kaseler, süpürgeler, mutfak gereçleri, bulaşık sepetleri, boncukları, ölçü çubukları, koku tüpleri, ısı tüpleri, müzik materyalleri verilebilir. 




Şu anda Bahçelievler’de bu donanımlara sahip kaç tane Montessori sınıfı faaliyetlerini sürdürüyor?

İlk etapta 6 pilot okulda ana sınıflarımızı donattık ve eğitim faaliyetlerini başlattık. Bunlar Kuleli, Koza, Siyavuşpaşa, Kumport ve Yayla (sabahçı 
ve öğlenci) İlkokulları. Sınıflarımız 18 kişilik. Her 
sınıfta öğretmenlerimize yardım eden yardımcı öğretmenlerimiz var. Yardımcı öğretmenlerimiz Adem Güneş hocanın yüksek okuldan mezun ettiği Montessori sistemi hakkında eğitim almış kişiler. 




Montessori sınıflarında eğitim alan çocuklardan beklentileriniz nelerdir?

Montessori sınıfları çok sakindir. Dinginlik ön plana çıkartılmıştır. Bu sistemde çocuklar, özel tasarlanmış materyallerle eğitim aldıklarında duyarlılıkları en üst seviyeye çıkacaktır. Ayrıca bu materyaller sayesinde çocukların akademik çalışmalara hevesleri giderek artmış olacak, daha sonraki eğitim süreçlerinde doğru yerleşmiş fizik, matematik, kimya, coğrafya, sosyal ve kültürel birikimleri daha başarılı olmalarını sağlayacaktır. 


Öğretmenlerimizin eğitimleri ne şekilde oldu?

Öncelikle bu sınıflarda görev alacak öğretmenlerimizin sahip olması gereken bazı özellikler var. İlk olarak sabır, sistemimizin olmazsa olmazı. Ayrıca öğretmenlerimiz tevazu sahibi olmalı. Bir Montessori sınıfının sadeliği ve sessizliği en ayırt edici unsurdur. Bu sakinliği sınıf ortamında çocuklar da çok seviyor. Günlük yaşam temposu içinde çoğu zaman birçok şeyin farkına varmadan yaşıyoruz. Farkındalık oluşturmak adına çok uzun ve zorlu süreçlerden geçildi. Fatih Üniversitesi`nde, misafir öğretim üyesi olan Hollanda Rotterdam Üniversitesi Montessori Bölümü Başkanı Rietje Lander - Van Stek’in katılımı ile eğitimler verildi. Bunun yanında pedagog Adem Güneş tarafından öğretmenlerimiz duyarlılık eğitimi aldılar. Öğretmenlerimizin tavırları giyim kuşamları sadeleşti ve bu sakinlik yaşam tarzı haline dönüşmeye başladı. 

Dünyada bu sistemi uygulayan kaç okul var ve ülkemizde durum nasıl? 

Bu konuda diğer ülkelerden oldukça gerideyiz. ABD’den İngiltere’ye, Hollanda’dan Çin’e hatta Ekvator ve Pakistan’a kadar pek çok ülkeyi de içine alan geniş bir coğrafyada yaklaşık olarak 7000 Montessori sınıfı var. Ülkemizde bu sistem yalnızca özel okullar eliyle yürütülüyor ve sayıları yaklaşık olarak 80 civarında. Devlet okullarında bu sistemi ilk defa biz Bahçelievler’de başlattık.


Peki neden yabancı bir sistem alıyoruz?

Şunu hepimiz biliyor ve kabul ediyoruz ki Türkiye’nin artık klasik sistemden kurtulup modern eğitim sistemleri uygulamaya ihtiyacı var. Uyguladığımız bu sistem İtalyan tıp doktoru Maria Montessori tarafından geliştirilmiş modern bir eğitim sistemidir. Montessori Eğitim Sistemi, her kültüre uyarlanarak uygulanabilen yani her kültürün kendi Montessori eğitimini oluşturabileceği bir sistem. Biz, bizim kültürümüze uygun bir çalışmayı yürütüyoruz. Çocuk her yerde çocuk olsa da kültür farklılıklarını çocuğun terbiyesinde  dikkate almak gerekir. Montessori Eğitim Sistemi’nin temel prensibi olan çocuğun ritmini bozmadan eğitim verilmesi, bizim Anadolu’da yüzyıllarca uygulanmış Anadolu pedagojisinin temel prensibidir. Ancak biz bu prensibi unutmuşuz. Bu eğitim sistemiyle ilgilenmemizin temelinde, bize uygun ve bizden olması geliyor aslında. Kaynağı biziz. Projeyi birlikte yürüttüğümüz uzman pedagog Adem Güneş Bey’in çok önemsediği gibi biz bu sistemi; bizim kültürel  değerlerimize uygun haliyle yani işin bizcesini geliştirerek Anadolu pedagojisinin hedefi olan duyarlı çocukları yetiştirmek amacıyla uygulamaya çalışıyoruz.


ÇOGEMED olarak gelecekle ilgili ne tür planlarınız var?

Şu anda öncelikli hedefimiz Bahçelievler ilçesinde başlattığımız projeyi geliştirmek ve yeni sınıflar açmak. Resmi prosedürler tamamlanır tamamlanmaz yaklaşık 40 öğretmen ve 40 eğitici yardımcısı eğitime alınacak. 120 saati materyal eğitimi, 40 saati ise duyarlılık eğitimi olmak üzere toplam 160 saatlik eğitim sürecinin sonunda eylül ayında bu öğretmenler yeni sınıflarında göreve başlayacaklar. Hedeflerimizden bir diğeri 4.sınıf öğretmenlerine seminer vererek sistemi anlatmak. Bu sayede Montessori sınıfından mezun bir çocuk bu sistemin felsefesini bilen bir öğretmenle yoluna devam edebilecek. Gelecekte bu sistemi diğer illerde de yaygınlaştırmak için seminerler vermeyi planlıyoruz. Ancak şu an için şehir dışından gelen yoğun talepleri dondurup sadece ilçe projemize odaklanma kararı almış bulunuyoruz 

İlk etapta sınıf öğretmenlerinin tümüne böyle bir seminer verilmesi mümkün olmayabilir? Bu durum çocukları nasıl etkiler?

Bu oldukça yaygın ve yanlış bir kanaat. Bu disipline alışan bir çocuğun davranışları değişmiyor.



Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Okuyucularınıza özellikle de ebeveynlere tavsiyem çocukları bir birey olarak kabul edelim. Makine gibi hareket etmelerini beklemeyelim. Onlara karşı duyarlı davranalım. 21. Yüzyılın Türkiye’sinde artık geleceğin esas sahibi çocuklarımızın eğitimlerini önemseyelim. Bunun için kendimizi geliştirelim, okuyalım. Pedagog Adem Güneş’in Çocukluk Sırrı kitabını özellikle tavsiye ederim. Okuyan herkeste aynı duyarlılığın oluşacağı kanaatindeyim.





Yoğun temponuz arasında bizlere zaman ayırdığınız ve önemli bilgiler paylaştığınız için çok teşekkür ediyoruz.



Ben de değerli bilgileri veren Sayın Hayriye Cinbir'e ve bu röportajı yapan Sevilay Gençer'e röportajı burada paylaşmama izin verdiği için çok teşekkür ederim. Hevesli annelerden biri olarak bizi bilgilendirmeye devam etmeni sabırsızlıkla beklediğimi bilmeni isterim Sevilaycığım.. Tekrar çoook teşekkürler :)))


1 yorum:

laptop tamiri dedi ki...

Montessori hakkında bazı siteler arıyorum. Bulduğum bir kaç site http://www.pedagojiokulu.com/ ve http://montessoriegitimi.net/ sizin de bildiğiniz siteler varsa eklermisiniz.