Midilli'ye kapı vizesi alma süreci ve adaya gidiş-geliş hakkında deneyimlerimi paylaşmak isterim. Öncelikle karar vermeniz gereken şey adaya arabacınızla gidip gitmemek. Adada tesisler bizim Antalya otelleri gibi büyük oteller olmadıklarından tüm günü otelde geçirmek zor. Eğer iyi bir plaj olan yerde otel bulurum bana plaj yeter derseniz bir araca ihtiyacınız olmayabilir ama hazır gelmişken gezeyim de diyorsanız araç o zaman zorunluluk. Adada toplu taşımanın yok denecek kadar az olması, adanın engebeli yapısı, ben engebeli diyeyim siz dağa çıkma inme anlayın, araba kiralamayı ya da kendi aracınızla gitmeyi zorunlu kılıyor. Mesefaler yakın gibi görünse de arazinin dağlık yapısı ve yolların yetersiz oluşu bir yerden bir yere gitmeyi zorlaştıyor, hız yapadığınızdan gidiş süresini uzatıyor. Enfes manzaralar ve iniş çıkışların verdiği tatlı adrenalin o yolların cezbedici yanları. Onu da ekleyelim. Ben suv aracımla gittim. Yollar dar olduğu için araba sanki şeride ancak sığıyor gibi geliyordu. Bunu dağ yolları için söylüyorum. Allahtan yollar ekseriya boştu, ondan karşı şeritten gelen arabalar zorlamadı. Eğer araba kiralarsanız küçük ama güçlü bir araba kiralamanızı öneririm. Küçük olması çokça virajlar ve dar şeritler için , güçlü bir araba da o kadar tırmanma ve inişe dayanıklı olması ve yer tutuşu açısından gerekli.
Gözünüzü korkutmak gibi olmasın ama hep İstanbul trafiğinde araç kullanmış biri olarak döndükten sonra çok şükür kazasız belasız geldik sözlerini çokça sarfettiğimi duydum. Şimdiye kadar hiçbir tatilde bu sözü söylediğimi hatırlamıyorum. Bunda bir deneyimimiz etkili oldu özellikle. Onu vize alma sürecini anlattıktan sonra paylaşayım.
Kapı vizesi başvurusu feribot bileti aldığınız yer neresi ise oraya yapılıyor. Biz bileti TURYOL'dan aldığımız iiçin evrakları Turyol Ayvalık Ofisine kargo ile gönderdik. Belgelerin seyahat tarihinden en az 10 gün önce teslim edilmiş olması isteniyor. Feribotlarda araç kapasitesi sınırlı olduğu için yer bulanamayabiliyor. Bu nedenle bir tesise rezaervasyon yapmadan önce bilet almak önemli. Öce bilet, sonra otel rezervayonu yani:)
Gitmeyi planladığım tarihler için Turyol sitesinde bilet bulamadım. Ferryscanner sitesinde vardı. Turyol'u arayıp teyit ettim. Onlara belli bir kontenjan ayrıldığını henüz doldurmadıklarından orada olmasının mümkün olabileeğini söylediler ve bileti böylelikle almış oldum .
Araçla yurtdışına çıkmak için gerekli olan Yeşil Kapı Sigortası yaptırmak gerekiyor. Sigorta firmaları kolaylıkla yapıyor. Online satın alabiliyorsunuz. Burada önemli olan sigortanın aslının yanınızda olması gerektiği. Satın alım gerçekleştikten sonra kargo ile gönderiliyor. Bu nedenle aksilik olmaması için son dakikaya bırakmamak gerekir. Turyol ofisine gittiğimizde bir yolcuda yeşil kapı sigortası belgesinin orjinali yanında olmadığı için kabul edilmediğine şahit olduk.
Yolculuktan bir saat önce Ayvalık Turyol ofisinde olunması isteniyor. Önce araç feribota bineceğiniz alana park ediliyor. Sonra bilet aldığınız feribot şirketinden gidip biletinizin çıktığını almanız gerekiyor. Araç ve ayrıca kişiler için liman vegisi ödemek gerekiyor. İşlem dışarıda küçük bir kulube içinde yapılıyor. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra aracı feribota sokmak için gerekli olan pvc kaplı mavi kartı alabilmek için gümrük bölümüne gidiliyor. İçeri sadece ruhsat sahibini alıyorlar. İşlemleri eşim halletsin olmuyor. Oradan bir kart alıp artık feribota biniş yapabilirsiniz.
Kapı vizesinde vize feribot saati için veriliyor. Bu feribotu kaçırdım sonrakiyle gidebilirim gibi bir şans yok. Bunun sebebini oraya gidince anladık. Vapur Midilli'ye vardığında önce aracı gösterilen yere park ediyorsunuz ve kapı vizesi ofisine geçiyorsunuz. Kolaylıkla bulursunuz. Vizesi olanlar direkt pasaport kuyruğuna giriyor, diğerleri de kapı vizesi bölümüne. Feribottan inip kapı vizesi ofisine gittiğimizde iyi türkçe bilen bir görevli pasapartları topluyor. O feribotla gelen yolcular belli olduğu için hepsinin vize başvuru evraklarını masada hazır edilmiş, pasaportlar ile evrakları birleştirip kişilere veriyor ve işlemler için sıraya sokuyor. Siz başka vapura kabul edilmiyorsunuz çünkü evraklar vapur vapur çıkarılıyor. Bu nedenle vapuru kaçırırsanız adaya başka gitme yolu da olmuyor.
Başvuru evraklarımız ve pasaportumuz ellimizde sıranızı bekliyorsunuz. Sıra gelince parmak izi alındıktan sonra dışarıda beklememiz söyleniyor. Herkesin işlemi tamamlandıktan sonra bir süre de vize stickerının pasaporta yapıştırılması için bekleniyor. İşlemi tamamlananın ismi okunup pasapart teslim ediliyor ve pasaport kontrol sırasına geçiyorsunuz. Oradan geçince aracınızı içieri sokmak için pasaport, ruhsat ve yeşil kapı vizesiyle gümrük bölüme uğrayorsunuz. Ruhsat üstündeki isimle yeşil kapı sigortası üzeirndeki ismin aynı olması gerekiyor. Bu işlemi de yapınca artık aracınızı alıp çıkabilirsiniz. Tabi çıkarken Yunan gümrük memurları araca küçük bir kontrol yapıyor. İşlemler kolaylıkla ilerliyor, sistem oturmuş.
Burada önemli bir not var. Gidiş ile dönüş prosedürleri aynı değil. Bunu bilmiyor olmak bizi biraz zora soktu. O da şu: Midilli'de işlemlerin sırası Ayvalıktaki gibi değil. Önce pasaport kontrol sırasına giriyorsunuz. Pasaport kontolünden hemen önce aracı içeri sokmak için o pvc kaplı mavi kartı almak için bir masa var, oraya ruhsat, pasaport ve yeşil kapı sigortası ile gidiyorsunuz. Mavi kartı alıp pasaport kontolünden geçiyorsunuz. Oradan araçların içeri sokulduğu kapıya gidip dışarı çıkıyorsunuz ve aracı içeri sokuyorsunuz. Aslında bu bana mantıksız geldi. Pasaport kontrolünden çıktıktan sonra tekrar şehire girmeyi yadırgadım. Burada bizim yaşadığımız zorluk şu oldu. İşlemlerin Ayvalık'taki sırayla yapılacağını düşündüğüm için kızım arabada bekledi. Ben aracı içeri sokmak için mavi kartı alayım derken tek başıma pasaport kontolünden geçmiş oldum. ArRabayı içeri sokarken kızım arabada olduğu için polis onu içeri sokmadı çünkü o henüz pasaport kontrolünden geçmemişti. Ben pasaport kontrolünden geçtiğim için aracımla içeri girmem gerektiğini, kızımı pasaport kontrol sırasına götüremeyeceğimi söyledi. Kızım dışarıdan dolaşıp tek başına o sırayı bulması gerektiği için endişelendim. En son kızımın olması gereken yere gidip gidemediğini öğrenmenin başka yolunu bulamaığım için pasaport kontrolündeki polise derimi anlatıp kızımın sırada olduğunu görmem gerektiğini anlattım. Pasaportumu alıp gitmeme kontrol için sorada bekleyenlerin olduğu bölüme gitmeme izin verdi. Çok şükür ki kızım sırayı bulup girmiş. Böylelike o da geçti, bindik feribota çok şükür. Burada birbirimizden ayrılmasaymışız sorun olmayacakmış. Giderken araba işlemleri tek başına yapılıyor dönüşte tüm aile aklınızda olsun. Aman birbirinizden ayrılmayın telefon erişiminiz yoksa.
Dönüşte araç Ayvalığa varıpda feribottan inince alanda tüm araçların bagaj kapılarını açtırdılar. Arabanın içine de bakıp sigara alkol alıp almadığımız sordu gümrük görevlisi. İçeriden bi bavup şeçip onu araçtan çıkarmamızı ve pasaport kontrolüne omnunla gitmemizi istedi. Herkese bu uygulamayı yaptı.
Şimdi bizi eve sağ sağlim dönüşümüze şükrettiren anımızı anlatayım. Skala'ya gitmiştik dağ yollarından. Dönüşte navigasyon bize sahil tarafıdna bir yol gösterdi. Alternatif rota da yoktu. Tek önerisi vardı. Aslında bu sahi lyolu beni biraz memnun etti çünkü karanlıkra ışıksız inişli çıkışlı dağ yolu beni biraz endişelendirmişti. Sahili takip eden yolun devamında yol mıcırdı. Oradan gitmeyelim dedik. Sola saptık. Dağ bayır giderken dar yolun sağına çöp arabası park edilmiş. Döecek yer olmadığından geri gitmek mümkün değil, çöp arabasının yanından araç geçecek gib değil yanında uzanan bir kol var ona takılacğaız gibi gözüküyor. Birinin arabadan inip sağ gel sol gel diye çarpmadan sola da düşmeden ayar vermesi gerekiyor. Kalanlık ipsiz sapsız yerde araçtan inilmesi için mi park edilmiş o çöp arabası oraya diye endileşendim. İki kadın bir çocuk olarak arkadaşıma inmesen mi dedim. Neyse ki korktuğum gib olmadı. Arabayı geçirdik iğne değilinden iplik geçirir gibi ve navigasyonun yoluna devam ettik. Dönüp dolaşıp bizi yine mıcır yola getirdi. Ana yola bağlanana kadar bir mesafe böyle belki dedik ve yavaş yavaş ilerledik. Meğer öyle değilmiş. 25 dakika sürecek yol tamamen öyleymiş. Dağ yolu yine iyiydi en azindan asfalttı ve gidiş gelişti. Bu yol ne asfalt ne de gidiş geliş. Tek şeritlik bir yol ve elbette ışık yok. Roler coaster a binmiş gibi hissettiğim 25 dakika nasıl geçti bilmiyorum. Bir ara şunu söyleyebildim biri bunu çeksin yoksa kimseye şu an yaşadığımız şeyin nasıl bir şey olduğunu anlatamayız. Karşıdan bir araba gelse ne yapacağız bilemedim, en büyük korkum da şu oldu yol bir yerde çökmüşse ne yapacağız? mıcırlr tekerleri patlatabilirdi o da ayrı bir risk. Aracıırakıp kaçma isteği gelse o da gelemez dağ başında nereye kaçacaksın. Bir ara 4-5 yavru köpek koşup havladı arabaya. Arabadan inemezsin bile. Başka yaban hayvanları da olabilirdi. Yol çok kıvrımlı ve irtifa farkları çok olduğundan tam keskin dönüşlerde olabildiğinde dağa yaslanıp gitmeye çalıştım çünkü sağ tekerin nereye denk geldiğini karanlıkta göremiyordum. Allaha emanet devam ettik yola. Bir yere geldiğimizde yola beton dökülmüştü. Oh bitti diye sevinir gibi olduk. Sonra anladık, kazın ayağı öyle değilmiş. Meğer yol o kadar dik ve kıvrımlıymış ki toprak olsa aşağıyı boylamadan gimek zor olduğundan oraya mecburen beton dökmüşler. 1995'de MEryem Ana'y çıkarken de bir heyecan yaşamıştım ama bu heyecan da diyemiyroum korku onu solladı geçti. Çok şükür kazasız belasız vardık otele. Otelden sabah dağa bakınca geldiğimiz yolu gördüm. Ne yaşadığımızı gözünüzde canlandırmanıza kısmen yarayacak yolun bir kısmı işte bu.
Daha sonra yine aynı şekilde sahilden mıcır bir yere rota verdi navigasyon, yok dedim ben o topa bir dah girmem, oraya da gitmeyiverelim. Asfalt ve gidiş gelişli yol candır, hele bir de aydınlatılırsa :)
İLk günden sonra inişli çıkışlı yollara alıştık, dediğim gibi hatta zevk vermeye bile başladı. Sadece mıcır yollara dikkat edin, özellikle de geceyse.
Özetle o kadar çok Türk turist gidiyor ki Midilli'ye artık sistem oturmuş. Kolaylıkla işliyor. Şimdiden süreçte kolaylıklar ve keyifli tatiller dilerim. Sorularınız olursa memnuniyetle yanıtlarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder