İçelim Güzelleşelim Diyenlerin Semti: Baumanskaya

Thanks To Phoebe Taplin For This Trip

Önce güzel bir park havası alıp sonra ceplerimizi votka ile dolduralım diyorsanız, bu yazı tam size göre. Gezimiz Baumenskaya Metro durağından başlıyor. İlk hedefimiz Lefortovo Parkı'na ulaşmak için nehrin karşı tarafına geçmek gerekiyor. Bunun için çeşitli alternatifleri kullanabilirsiniz. Bizim izlediğimiz güzergah Lefortobskaya Ploşad (лефортовская площадь)'dan başlıyor, Starokirochny Pereulok (пер. Старокирочный) ile devam ediyor ve oradan da Baumanskaya 2-ya Ulitsa (ул. 2-я Бауманская) dan geçip Moskova Nehri'ne dökülen Yauza Nehri'ni (Яуза река) varmak şeklinde oluyor. Üzerinde bazı sporların amblemlerinin olduğu bir binanın olduğu bahçe içinden geçip öyle giriyoruz parka. Parka giden haritaya buradan ulaşabilirsiniz. Sanırım en kolay tarif de o olacak zaten. 





İşte Yauza Nehri!


Çarlarının saraylarının inşa edildiği bu bölge yüzyıldan uzun bir süre Rus İmparatorluğunun kalbi olmuş. Bir dönem buralar Büyük Catherine, Büyük Petro 'nun meskeniymiş anlayacağınız. Bizim rotamızın dışında olduğundan göremediğimiz saraylar halka kapalıymış ve restorasyon çalışmaları devam etmekteymiş. 


Kış kapıda zile basıyor, girdi girecek. Bu nedenle bu güzel sonbahar manzaralarının son son tadını çıkarıyorum. Bu arada belediye dökülen yapraklar konusunda çok hassas. Sürekli toplanan yaprakların tartışma konusu olduğunu okumuştum bir haberde. Şikayet edilen şey, bu yaprak süpürme işlerinin çok sayıda çalışan nedeniyle  belediyeye çok pahalıya patlaması ve yerde yaprak kalmamasından ötürü ekolojik dengeye zarar verdiğinin düşünülmesi.








Arka kapısından girip ön kapısından çıkıyoruz parkın.


Parkı şöyle bir turlamak isteyenler aşağıdaki kayda göz atabilir.










Samokatnaya Ulitsa'da (ул. Самокатная) 19.yy. ın erken döneminde inşa edilen Holy Trinity Parish-Vvedensky (троице введенский приход) kilisesi!


Rus Ulusal Votka Müzesi  (национальный музей русской водки) Samokatnaya Ulitsa'da (Самокатная ул., 4, к. 7, г.)Bu müze dünyada özel olarak sadece "Votka" ya adanmış ilk müzeymiş. Votkanın Rusya'ya İtalya'dan geldiğini düşünecek olursak bu İtalyanlar için zor bir durum olsa gerek. Bu durumu biraz bizim Yunanlılarla paylaşamadığımız rakı olayına benzettim. Allah vere de Yunanlılar bizden önce açmasanlar "Rakı" müzesini. Müzede votkanın, yüzyıllar boyunca Rusların yaşamının ayrılmaz bir parçası ve temel niteliği olduğu anlatılıyormuş. Anlatılıyormuş diyorum çünkü bizim şanssızlığımız müze kapalıydı. Ayrıca müze ziyaretçilerine Rus tarihi, kültürü ve içme alışkanlıkları hakkında bilgiler de veriyormuş. Votkaya o kadar önem veriyorlar ki müzenin resmi sayfasında votkanın Rusya'daki yeri anlatılırken "O, sadece günlük yaşamımızın değil tarihimizin de ayrılmaz bir parçasıdır" diye bahsediliyor. Bu arada efsaneye göre Rusya'da ilk votka üretimi, rahipler tarafından yapılmış. Denilene göre Moskova Manastırı'ndan rahipler İstanbul'a gitmiş ve orada grape sprit denilen şeyden (nasıl çevrilir bilmiyorum üzüm ruhu doğru olur mu acaba, bilen yardım ederse sevinirim) içmişler ve çok beğenmişler. Döner dönmez alkollü bu içeceği yapmaya çalışmışlar ama üzüm olmadığından günümüz votkasının ilk örneğini yapmışlar. Artık oradan İtalya'ya nasıl geçti. Orası biraz karışık. Biz etliye sütlüye fazla dokunmadan yavaş yavaş bu konudan uzaklaşalım. Son bir şey daha Votka üzerine. Adı  Rusçada su anlamına gelen "Vada"kelimesinden geliyormuş.



Müzenin hemen yanında votka satış mağazası var. Söylenene göre buradaki votkalar dışarıya göre ucuzmuş. Votka fiyatlarını bilmem ama hediyelik şişeleri süper. 


İşte gördüğünüz bütün bu parçalar birer votka şişesi. Ne ilginç değil mi! Bu arada tabi ki içleri votka dolu. 




İki tane mağaza var bu şekilde. Diğeri ise aynı yolun devamında aşağıdaki resmin sağındaki bina.


Güvenlik bu resmi çektiğim için beni uyarıyor ve ben votka satış mağazası binasını fotoğraf çekilmesini engelleyecek kadar önemli kılan şeyin ne olduğunu hiç anlamıyorum



Rusya'dan orijinal bir hediye götürmek isteyenler için ideal bir seçim diye düşünüyorum bu votka şişeleri. Mütevazi olanları hiç de pahalı değil. Örneğin ortadaki şişe içindeki yarım litre votkayla 730 Ruble yani yaklaşık 35 lira. Bu arada bedenin üst kısmını kaldırınca içeride  hınzır bir de esprisi var şişenin.



Bu arada votkayı nasıl içeceğiz diye düşünmeyin. Bardakları da satılıyor. Hem de çok ucuza. Her biri 10 Ruble. Yani 50 krş.


Gezinin devamını bu kez bu yazıda değil içerik açısından "Ben Küvete Küvet Demem Küvet Benim Olmadıkça" yazısında paylaşacağım. 
Bu arada varış metro durağı Kurskaya. 


Kaynaklar:




müze telefonu : 8 (495) 361-60-10



Hiç yorum yok: