Körün İstediği Bir Göz Allah Verdi İki Göz

Thanks to Phoebe Taplin for this trip
Hastalıklarla boğuştuğum bir haftadan sonra enerji dolu vuruyorum kendimi aktivitelere. İlk aktivite bir orman içi yürüyüş. Sonra Bones For Life (Türkçesini bilmediğim bir egzersiz programı) ve son olarak da Boşloy Tiyatrosu’nda bir bale gösterisi. Sabah "The Moscow News" gazetesinde gezi yazıları yazan liderimiz Phoebe Taplin’in organize ettiği gezi için çıkıyorum evden dokuzda. 4 saat sürecek olan yaklaşık 8 km'lik orta zorlukta olan gezinin buluşma noktası Vokovskaya Metro istasyonu yakınındaki Metropolis Alışveriş Merkezi. Burada buluşup bir parkın içinden geçerek otobüs durağına ulaşıyoruz. Buradan 57 numaralı troleybüse binip Navka (sanırım beş ya da  altıncı duraktı) durağında iniyoruz. Sol tarafta ahşap bir kilise var. Bu tip ahşap kiliseler bana çok nostaljik geliyor. Fotoğraf makinem yanımda olmadığımdan bunu görüntüleyemiyorum ne yazık ki (diğer resimler arkadaşlardan toplananlar ). Sağda ise Timiryazev Ormanı tüm güzelliği ile karşımızda. Girişte birçok çocuk var kayak yapan. Objektife sadece biri takılmış malesef. Orman yüksek ve ince ağaçlardan oluşuyor genellikle. Bazı yerlerde çam çeşitlerine de rastlıyoruz. İlerledikçe orman iyice tenhalaşıyor ve buraya grup ile geldiğim için memnun oluyorum.
 Yoksa yalnız yürüyüşler için uygun değil gibi. En azından kışın hafta içi gündüz saatlerinde! İlerledikçe güzel sürprizlerle karşılaşıyoruz. Sağda solda kaçışan sincaplar gibi. Bir tane de yavru fare görüyoruz. Bazı yerlerde yürüyüş yolu çitlerle ormandan ayrılmış. Üzerinde fare resmi olan tabelalar görüyoruz artık ne yazıyorsa. Gördüğümüz en ilginç şey ise taş devrinden kalmış gibi olan (bu zamanda neden öyle yapılsın ki kesin taş devrinden kalmıştır :)  )  işlenmemiş odundan yapılan açık hava spor salonu mu desem, park mı desem işte o. Onun da resmini alıp sizinle paylaşamadığım için hayıflanıyorum. Bir süre sonra yol bitiyor bir duvar kesiyor yolumuzu ve çılgın rehberimiz dümeni ormanın içine kırıyor. Elinde sokak sokak Moskova kitabı olduğu için rahatım. Nereden çıksak buluruz yolumuzu nasılsa. Orman gezimiz doğanın bir parçası olmanın mutluluğu ile bitiyor ve şehir içine çıkıyoruz. Aradığımız şey şimdi 1856-1910 yılları arasında yaşayan Rus ressam ve tasarımcı Vrubel'in akıl sağlığını kaybetmesi nedeniyle tedavi için kaldığı ve sonra orada öldüğü akıl hastanesi. Tarihi kapısı ve duvar işçiliklerini inceledikten sonra yürüyüşümüz Dinomo Metro Durağına doğru devam ediyor. Yolda Devlet Konuk Evini görüyoruz. İçine girmek yasak tabi ki ama uzaktan da olsa bir resmi var.


Bu arada hava dondurucu soğuk. Ama bizi engellemiyor ve bir süre yürüyüp küçük bir bahçe içinde duran bir heykelin etrafında toplanıyoruz. Doğrusu neden orada olduğumuzu hiç anlamıyorum. O kadar yolu bu köpek heykelini görmek için geldik diye şaşırıp liderimize bu heykelin neden önemli olduğunu soruyorum. Sevgili köpek, size bize nasip olmayan, Tito'nun 60 milyon dolar verip turist olarak gittiği yolculuğa herkesten önce giden  ama malesef Rusların acemiliğine ve aceleciliğine gelen ve dönemeyen Layka'nın ta kendisiymiş.

Ruslar, Bolşevik Devriminin 40. yıldönümüne yetiştirmek ve uzay yolculuğu yarışında bayrağı kimseye vermemek için uzay aracı dört haftada geliştirilmiş. Bu arada yazık köpeğin uzayda öleceği belliymiş, çünkü aracın geri dönüşü yokmuş. Uzayda öleceğini öngörmüş olsalar da ölüm şekli bekledikleri gibi olmamış. Fırlatmadan sonra köpeğin nabzı strese bağlı olarak üç katına çıkmış. Uzay aracı da güneş ışınlarının uzaydaki yakıcı etkisine göre tasarlanmadığından uzaya çıktıktan yaklaşık 6 saat sonra aşırı sıcaktan ve stresten hakkın rahmetine kavuşmuş gariban. Ama sonra bundan ders alan Ruslar araçlarını geliştirmişler ve sonra bu tip ölümler yaşanmamış.
Yorucu yürüyüşten sonra soluğu karşımıza çıkan ikinci lokantada alıyoruz(dayanılmaz gelen kötü yemek kokuları içindeki birincisinde yemediğimize ne kadar mutlu olduğumu anlatamam).

Bu gittiğimiz self servis ve ucuz. Eşimle yemeğe çıktığımızda bu tip yerel lokantalara gitmediğimizden şimdi bu grupla gittiğim yerel lokantalarda fiyatların daha ucuz olduğunu görebiliyorum.İşte bu tepsi 250 Rub (yaklaşık 12 tl) ama malesef sadece tavuk ve püreyi yiyebiliyorum. Diğerleri yağ çorbası gibi çünkü.


Yemekten sonra Rus El Sanatlarının satıldığı bir dükkandan bu günün anısına kilden yapılmış bir farecik alıyorum. Moskova'da sosyalleşmek için bir yol beklerken ne şanslıyım ki iki yol buldum. Biri artık neredeyse her yazıda adı geçen IWC (Uluslararası Kadınlar Derneği) diğeri ise her hafta iki ya da üç gezi organize eden Phoebe. Ne diyebilirim ki bu durumda? Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz...

Kaynak
http://tr.wikipedia.org/wiki/Layka



Hiç yorum yok: