Sokak Sokak Çistiye Prudi

Thanks to Phoebe Taplin For This Walking



Sevgili Phoebe Taplin ne yazık ki ülkesine döndü ama çok şükür ki  onun planladığı rotaları yürüyebilmek için "Moscow News" dergisinde çıkan gezi rotaları var arşivimde. Her hafta birini denemeyi amaçlayıp bu hafta Çistiye Prudi yürüyüş rotası ile bu mıntıkayı sokak sokak arşınlıyoruz. Yürüyüşe Moskova metrosunun 1935'de yapılan ilk hattının bir istasyonu olan kırmızı hattaki Krasnye Vorota (Кра́сные воро́та)'dan başlıyoruz. Kemerli giriş kapısı ile dikkat çeken bu metro istasyonu, 1938 yılında Paris'te yapılan dünya fuarında "Grand Prix" ödülü almış. Merkezden geldiğimiz için trenin arka kısmındaki çıkıştan çıkıyor, metronun hemen yanında bulunan Boyarsky Sokağı (пер. Боярский)'na sapıyor ve Çistiye Prudi'yi sokak sokak keşfetmeye başlıyoruz. Yürüyüşün harita üzerindeki rotası yazının sonunda yer alıyor.






Metrodan çıkışta karşımızda Stalin'in yaptırdığı "Yedi Kızkardeş"ten birini görüyoruz. 1949'da yapımına başlanan bu binanın inşası dört yıl sürmüş. Altından bakınca kendini küçücük hissettiğim bu bina, 133 metre uzunluğunda olup konut, işyeri ve Ticaret Bakanlığı'nın ofisleri olarak kullanılıyormuş. 


Havanın ne kadar soğuk olduğunun göstergesi :)


Boyarsky Sokağı'nın sonunda karşılaşıyoruz bu zarif bina ile. Bu bina da diğer pek çok bina gibi detayda çok özel ve güzel.

Bu da aynı sokağın köşesinde dikkatimi çeken diğer bir bina. Bu binanın önünden Kozlovsky Sokağı (пер. Бол. Козловский) yönünde keşfe devam ediyoruz.


Moskova'daki pek çok bina gibi önü çiçeklerle dolu çift kanat bir pencere. Perdeler de olağan vaziyetiyle salaş!


Bir Rusya anısı olsun diye aldığımız kalpağı yürüyüş boyunca taktığımı düşünmeyin. Ne hikmetse pek çok kişiden büyük olan kafam bu kalpak ile çelik mengeneye takılmış gibi oluyor. Fotoğraf çektirene kadar zor dayanıyor, bu muhterem kalpağı çeke çeke zor çıkarıyorum kafamdan. (not: bu kalpak eşime rahatça oluyor)


Aynı sokak boyunca devam ettikten sonra bir dört yolla karşılaşıyoruz. Aşağıda gördüğünüz bu beyaz alçılı binadan Haritonevsky Sokağı (пер. Бол. Харитоньевский) yönünde devam ediyoruz. 


Restorasyon çalışmalarının devam ettiği eski bir yapı.


İşte bu sokağa girme nedenimiz 17.y.y.'ın sonunda yapılmış olan Yusupov Sarayı (ПАЛАТЫ ВОЛКОВЫХ – ЮСУПОВЫХ). Orta kısmındaki kırmızı beyaz satranç tahtası görünümündeki baca ve çatı, barok pencere çerçeveleri, süslü bahçe çiti ve parlak boyası ile oldukça dikkat çekici. Günümüzde düğünler, toplantılar, sergiler ve çeşitli resepsiyonlar için kullanılıyormuş


Ayrıca yıl boyunca açık olan saray bireysel olarak da ziyarete açıkmış. Bunula ile ilgili detaylı bilgiyi sarayın resmi internet sayfası olan buradan alınabilir.


İşte size sarayın muhteşem içi hakkında bilgi vermek için liveinternet.ru sitesinden edindiğim bir kaç fotoğraf. Daha fazla fotoğraf görmek isterseniz devamını orada ya da resmi internet sayfasında bulabilirsiniz.



Bu sokakta göreceğimizi gördükten sonra aynen geri dönüyoruz. Aşağıdaki fotoğraflar Haritonevsky Sokağı'nda gördüğüm ilgimi çeken diğer binalara ait.





Haritonevsky Sokağı'nda dört yolu geçip Chaplygina Caddesi (ул. Чаплыгина) yönünde devam edip bu caddeye giriyoruz. Köşe başındaki bina ve detayları...



Sarkan buzlarla Moskova'dan bir kış manzarası. 


Beton binanın çatısına yapılan ahşap eklemeler ilginç!


İşte caddenin hemen başında solda bulunan ikinci hedefimizdeyiz. Bina üzerinde çok sayıda rölyef ve heykel takdire değer. Burada Moskova Sanat Tiyatrosunun artistik direktörü ve aktörü Oleg Tabakov'un bir stüdyo tiyatrosu var.  Ayrıca avluda da çok hoş bir sürpriz sizi bekliyor.




İşte binanın altındaki bu kapıdan avluya geçtiğinizde üç yakışıklı oyun yazarının ( Alexander Volodin, Alexander Vampilov, Victor Rozov) bronz heykeli orada öylece ayaküstü muhabbette.




Avludan çıkıp sokağı aynen devam ediyor ve Letonya Büyükelçiliği'ni geçiyoruz.  Şimdiki hedefimiz ilk soldaki  Furmanny Sokağı (Фурманный пер.) 6 numara. O sokağa girmeden önce köşedeki binaya dikkat. Bu binanın tarihine dair bir bilgi bulamıyor, merak ettiğimle kalıyorum.








 Ve hedefimizdeki Vasnetsov'un Müzesi(Мемориальный музей-квартира Васнецова)'ndeyiz. Müzeye giriş salıdan cumartesiye 11:00-16:00 arasında ve 100 ruble. Müze, Rus tarihine ve ortaçağ Moskovasına davet ediyormuş ziyaretçilerini. Sergilenen şeyler arasında oyma mobilyalar, kutup ayısından kilim, bulutların boyama çalışmaları ( gidip görmediğim için ne demek olduğunu hiç anlamadım orjinalini yazayım, painted studies of clouds), av resimleri. İçimden bir ses  bu müzenin ilginç olduğunu söylüyor. Ne varmış çok merak ettim doğrusu, gidip kendim bakayım en kısa sürede ne var ne yok burada! 




Aynen geri dönüp Chaplygina Cadde'sine geliyoruz yeniden. Aynı caddeyi devam edip ilk soldan Mashkova Caddesi(ул. Машкова)'ne dönüyoruz. Caddenin hemen girişinde soldaki bina oldukça ilginç, meşhur "Yumurta Ev" (The Egg House, дом яйцо). Bina Mimar Sergei Tkachenko ve galeri sahibi Marat Gelman işbirliği ile yapılmış. 2002 yılında yapılan bu enteresan bina 10 milyon dolara mal olmuş ve ne yazık ki alıcısı çıkmamış.




Bu caddeden yine geri dönüp Chaplygina Caddesi'ne gidiyoruz. Caddenin karşısına geçip ilk sağdan Makarenko Caddesi (ул. Макаренко) boyunca yürüyoruz.  

Ve asansörleri sonradan eklenmiş eski bir yapı. 


Bulvar Ring (Бульварное Кольцо)'e gelince göletin diğer tarafına geçip Çistiye Prudi Bulvar'a geliyoruz. 

Buz tutmuş Çistiye Prudi (Temiz Gölet)'de patenle kayanlar bile var.






İşte önünden geçerken her zaman durup baktığım üzerinde ortaçağ sitili hayvan rölyeflerinin olduğu turkuaz Art Nouveau apartman. Çok hoş!



Ve bu apartmanın altında 300 ruble (yaklaşık 15 lira) karşılığında gezilebilecek bir akvaryum var. Bizim gibi balık meraklısı bir aile için güzel bir fırsat değişik türdeki balıkları ve deniz canlılarını görmek için. Binanın  önünden her geçişimde rölyeflerden gözümü alamadığımdan akvaryumu fark etmek bu geziye nasip oluyor. Bu arada bu binayı geçip Pokrovka Caddesine geldiğinizde girişi ücretsiz olan  Moskova Oyuncak Bebek Müzesi 'ni de hemen sağda(Покровка, 13, стр. 2) göreceksiniz.


Yoldan geçerken bazı kısımlarda akvaryum gözüküyor. İşte o kısımdan bir fotoğraf!


Bu kadar gezip biraz yorulup biraz da üşüdükten sonra Pokrovka Caddesi'ndeki Kafemanya'da verdiğimiz kahve molası ihtiyacımız olan enerjiyi sağlıyor.



Fazla oturup rehavete düşmek yok. Yola devam!  Çistiye Prudi metroya doğru yürüyoruz.  Bu arada Temiz Göl adının nereden geldiğine kısaca değinelim. Eskiden bu bölgede kasaplar hayvanları kesitkten sonra kanlarını buraya akıtırmış.Dolayısı ile burası rezil durumdaymış. Sonra temizlenmiş ve adına da günün anlam ve önemine uygun bir isim Çistiye Prudi yani Temiz Göl verilmiş. Göleti geçtikten sonra ağaçlı yoldan yürüyüp Kazak şair Abay Qunanbayuli'nin heykeline varıyoruz.



Ve ağaçlı yolu devam ediyoruz.


Feleğin çemberinden geçmiş tarihi binalar sağlı sollu sıralanmışlar.



Ve şimdiki hedefimiz, Çistiye Prudi metronun önünde bulunan Rus Edebiyatında klasikleşmiş Горе от ума (Woe From Wit)'in Rus yazarı Alexander Gribeyedov'un anıtı. 




Bundan sonraki binaları çok beğendiğimden ve görülmesini gerekli gördüğümden Phoebe'nin rotasına ben ekliyorum. Myasnitskaya Caddesi(Мясницкая ул., 19)'nde bulunan "Çay Kahve Evi".  Bu bina Rus mimarisinden çok farklı olarak çarpıcı bir şekilde çıkıyor karşımıza. Muhtemelen bu yazıyı okuyanlar da benim ilk gördüğümdeki tepkiyi gösterecekler ve Çin mimarisindeki bu binanın nereden çıktığını sorgulayacaklar.
1890'larda ünlü çay tüccarı Sergey Perlov ilk katında satış da yapılabilecek bir kafenin olduğu bir ev inşa etmek istemiş. 1896'da başka Perlov'un mal almak için dikkatini çekmek istediği ünlü bir Çinli çay tüccarı Moskova'ya gelmiş. Onun da katkıları ile bina yeniden dekore edilip bugünkü haline dönüşmüş. Ne yazık ki Moskovalıların çok ilgi gösterip devamlı müşteri olmalarına rağmen Perlov başarılı olamamış. Sovyet zamanında ev, farklı aileler tarafından ortak yaşanılan bir eve dönüştürülmüş. Yani ailelerin her bir odayı paylaştığı tuvaleti, mutfağı, banyoyu ise ortak kullandıkları bir yapı olmuş. Bu süreçte de ilk kat yine çay evi olarak kalmış. 1990'larda bina restore edilmiş ve Perlov'un torunlarına geri verilmiş.




Mekan şu anda kafe olarak kullanılmıyor. Çayın binbir çeşidi, kahve ve tatlılar satılıyor. Tatlıları hiç denemedim ama fiyatları çok ucuz, 30 Rub (yaklaşık 1,5 TL )'den başlıyor.


Mağazanın içi de en az dışı kadar görülmeye değer!



Az daha unutuyordum. Bir de uygun fiyata çay takımları, kupalar var!


Çay Evi'ni gördükten sonra yine geri dönüyor ve soldaki ilk sokak olan Bobrov Sokağı'na(пер. Бобров) giriyoruz ve bu sokakta yürüdükten sonra ilk sağdaki Frolov Sokağa (пер. Фролов) dönüyoruz. İşte bu arada karşımıza çıkan mimari değerler!


Et Cetera Moskova Tiyatrosu!




Sokağın sonuna geldiğimizde Turgenevskaya Ploşad'a gelmiş oluyoruz. 


Ve işte tarihini bilmediğim bir zerafet abidesi. Çok şık gerçekten de! Mimarının fikrine, zevkine sağlık. 



Mühendislik sanatı harikası olarak nitelendirilen Şabolovka Kulesi'ni de yapan ünlü Rus mühendis Shukov'un anıtı.



Bu bina ve anıtı da  görerek Turgenevskaya Metro istasyonuna geliyor ve çok keyif aldığım rotası ile yürüyüşümüzü tamamlıyoruz. 



Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Sokak sokak çisthiye prudi


Kaynaklar:
http://www.sras.org/moscow_seven_sisters

Hiç yorum yok: