Dışı Seni, İçi Beni Yakar Bir Park :VDNH

Moskova'ya turistik gezi nedeniyle geldiğimde ilk gittiğim  ve oldukça beğendiğim yerlerden biri olan bu park (aslında fuar merkezi olan bu alana ben park demeyi tercih ediyorum) artık benim komşum (üç metro durağı uzağımda) ve  sonunda bu olağanüstü mimari ve ihtişamı sizinle paylaşma fırsatı buldum. VDNH metro durağının hemen yakınında olan bu park görkemli girişi ile hemen dikkati çekiyor. Giriş ücretsiz ve bahar ve yaz aylarında tam bir cazibe merkezi. Tabi  Stalin aman bir yer yaptırayım insanlar gelip  eğlensin, coşsun diye düşünmemiş. Amacı Sovyetler Birliğinin ekonomik başarılarını göstermekmiş tabiki. Stalin, 1937'de tamamlandığında parkı (fuar merkezini)  ziyaret etmiş ve büyük gücü yansıtmadığı düşünerek reddetmiş. Bunun üzerine rakipler üzerinde etki yaratmak adına,  yeni planlar yapılıp büyük paralar harcanarak daha gösterişli binalar, fiskiyeler inşa edilmiş. Açılışı, yapılan eklemelerden iki yıl sonra olmuş ve büyük ilgi görmüş. Ama malesef Nazi işgali nedeniyle  iki yıl sonra kapatılmış.
1954 de yapılan yeni eklemelerle alanı 207 hektara ulaşmış ve bugünkü halini almış. Aslında burası fuar merkezi olması amacıyla yapılmış. Bu binaların ki bunlara pavyon (bir fuarda ürünleri bağımsız sergileme yeri) deniliyor, her biri Sovyetler Birliği'nin bir üyesini sembolize etmiş ve ona göre adlandırılmış. Ermenistan, Özbekistan, Ukrayna gibi....  1990'larda bir çok sergi kapatılmasına rağmen bugün hala burada fuar merkezi bulunuyor. Park 1992 yılında kamusal  alan olarak ilan edilmiş ve S.S.C.B'nin Ekonomik Başarıları Sergisi adının kısaltması olan VDNH ismi, Rusya Sergi Merkezi (VVT) olarak değiştirilmiş. Ama hala yaygın olan ve bilinen isim VDNH. Bugün burası bir fuar merkezinden çok eğlence , aktivite merkezine dönüşmüş durumda. Giriş o kadar güzel ki küçük resimle geçiştirmeyelim detayları kaçırmayalım diye bir kez daha ekledim. Parka girişte Moskova'ya bahar geldiğini daha iyi anlıyorum. Çünkü büyük hareket var. Öncelikle müzik yayını başlamış. Beni Beyonce "Beautiful Nightmare" ile karşılıyor ve müzik aynı tempoda hiç susmadan devam ediyor. Girişteki geniş yol boyunca sağlı sollu mavi çadırlar kuruluyor. Çalışmalar tamamlanınca panayır yerine dönüşmüş oluyor. Haydi şimdi tura başlayalım.

Sadece bu giriş kapısında değil tüm binaların her biri, her yerinde ayrı bir detay taşıyor. Objektiften ancak bu kadar aktarabiliyorum. En iyisi gelip yerinde kendi gözlerinizle görmek.


Bu giriş kapısındaki kemerin işçiliğini görmeniz için sadece bir bölümü.

Bu arada park o kadar büyük ki yorgunsanız, fazla vaktiniz yoksa ya da çocuğunuzu eğlendirmek istiyorsanız parkı dolaşan bu araçlar iyi bir seçim olabilir.








Her yerde olduğu gibi burada da aydınlatmalar ilgi odağım. Akşamları bunların yanyana sıralanmış onlarcası ortamı unutulmaz yapabiliyor.


Binalar bu kadar ihtişamlı olunca kapılar da onlardan geri kalmıyor. Devasa kapıların her biri ayrı bir inceleme konusu aslında.


Sanırım bu resimden itibaren yazının başlığının ne anlama geldiğini kolayca anlayacaksınız. Buraya yaptığım ilk ziyarette binaların mimarisi (birazdan göreceklerinizle birlikte) karşısında büyülenmiştim. "Bunların içi kim bilir nasıldır?" deyip girmenin bir yolunu bulmalıyım diye düşünmüştüm. Çünkü böyle binalar olsa olsa elçilik, bakanlık ya da ne bileyim resmi bir kurumdur diye düşünmüştüm. O zaman Rusça yazılara da aşina olmadığım için ilk anda binanın girişindeki вход (giriş) yazısının halka açık olduğunu bildiren, buyrun girebilirsiniz anlamında olduğunu anlamamıştim. Sonra bir kapıda saat aralığı görmüş ve buradan umuma açık bir yer olabileceği sonucunu çıkarıp kapıyı yavaşça açarak başımı içeri sokmuştum. Gördüğüm şey ise aşağıdaki görüntüler. Sanırım burada yaşadığım hayal kırıklığını anlatmak için daha fazla cümle kurmam gerekmiyor.












Burada kış aylarında buz pateni için yapılan pist sökülüyor ve bu yazın geldiğinin habercisi olması açısından çok sevindirici oluyor benim için.


Sanırım bu fotoğraflar sadece size VDNH'nın nasıl bir yer olduğu ile ilgili fikir verecektir. Oya gibi işlenen binaların ince işçiliği gözle görülmeden anlaşılamıyor. Stalin burada da amacına ulaşmış. Bu kadar ihtişam bir bahçenin içinde olunca bundan kim etkilenmez ki!


Bu rölyef (kabartma sanatı) binanın üst kısmına ait. Ama malesef o kadar kirlenmiş ki güzelliğini gölgeliyor.


İşte benim favori aydınlatmam. Bunlar yukarıda gösterilen aydınlatmaların arkasında ikinci bir sıra oluşturuyor ve akşamları görsel şölen oluşmasına yardım ediyor.


Bunlar da Moskova'nın her yerinde neredeyse her köşebaşında rahatlıkla görebileceğiniz kadın/erkek karışık taşınabilir tuvaletler. Sadece tuvaletin yalak gibi olduğunu söyleyip geçmek istiyorum. İnsanlar çok zor durumda kalınca kullanıyor olsa gerek!




Bu pavyonun içinde "Buz Devri" isimli bir müze bulunuyor. İçinde mamut ve diğer bir çok buz çağı hayvanlarının fosillerini içeren kolleksiyon varmış ve müze kendini o devirde hissedecek şekilde düzenlenmiş. En kısa sürede bu müzeye gidip anlatılanları kendi gözlerimle görnek için sabırsızlanıyorum. Anlatılana göre fokurdayan şelaleler, kükreyen hayvanlar ve pırıltılı ışık efektleri ile süslenen bu müzenin içinde, sanki binlerce yıl öncesinde bir ormandaymışsınız gibi olup bir kutup kurdu ya da yünlü bir gergedanla karşılaşabilirsiniz. Prehistorik avcıların kazdığı bir çukurun dibinde durup, düşmüş dev bir mamuta bakabilirsiniz ve kendinizi bu buzul bölgesinin bir kaşifi gibi hissedebilirsiniz. Hmm çok heyecan verici. Sanırım bu müzeye belki yarın belki yarından da yakın bir sürede gideceğim. 


Üstteki fotoğrafta farkedilmeyen bir detay bu. Sutunların arkasında kalmış.


Ve işte yine başka bir hayal kırıklığı. Yukarıdaki pavyonun içi.




Bu pavyonda ve diğer pavyonlarda satılan şeyler genel olarak hediyelik eşyalar, bujiteri, parfümeri, cd, gecelik-pijama, bitkisel ürünler, ev-tekstil, dikiş makinesi ve malzemeleri, fotoğrafçılar... Uzun lafın kısası pavyonların içi Mahmutpaşa gibi. Ne ararsanız var. Leğenci bile. İşte aşağıdaki robot da plastik ürünler satan bir dükkanın ürünlerini sergilemenin yaratıcı bir yolu.


O kadar pavyounun içinde sadece iki tanesinin içi elle tutulur cinsten. Bunlardan biri aşağıdaki resimde üzerinde Rusça Ermenistan yazanı. Kafe- restoran olarak kullanılıyor. İyi de yapılıyor bana göre. Keşke hepsi öyle olsa.












Diğeri ise bu pavyon. İçinde geleneksel Rus dokumasının ev tekstili olarak kullanılan çok güzel örneklerini bulmak mümkün. İçi kadar ahşap rölyefler ve heykeller de ilgimi çekiyor.






Parkın kalbi bana göre burada atıyor. Halkların Kardeşliği olarak adlandırılan bu meydandaki altın kaplamalı bu kadın heykellerinin her biri ulusal giysilerinin içinde Sovyet cumhuriyetlerinden birini temsil ediyor.


Resim çektirmek isterken bu iş için en uygun kişiyi burada buluyorum. Zaman zaman gördüğümüz fotomodel gibi poz vermeye meraklı  genç kızlardan birininin resmini erkek arkadaşının çektiğini görünce soluğu yanlarında alıyorum. Genç, ben bir tane isterken beş tane resmimi atraksiyonla çekiyor ama ben sadece ikisine yer verebiliyorum.




Bu resim gerçekten "Yorumsuz" olmalı. Tüm güzelliğiyle karşınızda duruyor çünkü.




Moskova'da özellikle böyle açık hava eğlence yerlerinde yaygın olarak satılan bir şey de resimde gördüğünüz "Şaşlık". Yani bizim şiş kebap. Tadı hakkında bir şey diyemeyeceğim. Çünkü yemedim. Diğeri de döner. Evet döner de çok yaygın. Onu da yemediğim için bizimkine benziyor mu onu da bilemeyeceğim.








Ruslar eşine rastlanmaz bir alan yapmışlar ama korumak, sahip çıkmak adına  problem yaşıyorlar. Bu kötü görüntüler kıymet bilmezlikten başka neyle açıklanabilir ki! Aşağıda sadece ikisine yer verdiğim bu tip görüntüler bir çok binada var. Bütün bu güzellliğin içinde bu itinasızlığı görmek cidden çok üzücü. Umarım nasıl bir hazineye sahip olduklarının bilincine en kısa sürede varıp bu binaların içine de dışına da hakettiği değeri vererek gerekli önlem ve girişimlerde bulunurlar.






Kar 1 Nisan itibariyle hala burayı tamamen terketmiş değil. Ama az kaldı hem de çok az...






Binanın duvarlarında bunların her biri ayrı bir tema ile yapılmış ve onlarcası var. Bu sadece biri..


Ve bu üstteki pavyonun içi.
















Ne yazık ki burada da taşlar da dökülmeler var.








Ben de kendimi şuna mı atsam. O kadar yoruldum ki! Park o kadar büyük olunca dönüşte bunlara binmek iyi bir fikir olarak gözüküyor.




Kar sezonunun bitmesi ile buz pateninin yerini çoktan tekerlekli patenler çoktan almış bile.






Barok, rokoko sitilinden ayrı olarak oya gibi işlenmiş binaların yanında bunlar gibi modern binalar da yapılmış. Bunlar sonradan eklenenler sanırım.



İşte sıra benim favorim olan pavyona ve fiskiyeye geldi sıra.




Her biri meyve sepeti konseptinde olup farklı dizaynlara sahip bu dekoratif süslemeler havuzun etrafını çevreliyor ve 16 tane.






















Üstteki pavyona ait olan bu rölyefler içeride satılanlara çok uygun. İçeride çeşitli sebze, meyve, bitki tohumları satılıyor. Üstteki bütün bina bu rölyeflerle kaplı olduğunu düşünemek insanı cidden çok etkiliyor.












Rus Hükümeti'nin saf Rus ırkından olanlara verdiği şehir dışındaki arsalarına inşa ettikleri daçaları (yazlık evleri) için bir açık hava ev pazarının bir kısmı olarak düşünebilirsiniz aşağıdaki resmi.


Burada sergi ve fuarların dışında konser, tiyatro gösterileri düzenleniyor ve festivaller yapılıyor. Bunların yanında lunaparklar, karting pistleri, paten, bisiklet için uygun alanlar ve parkın her yerinde sürekli çalan müzik, burayı özellikle gençler için bir cazibe merkezi haline dönüştürüyor. Baharda ve yazın burada sanki kimsenin derdi yokmuş gibi hissettiren, herkesin kendi havasında olduğu, barışçıl ortamı da bütün bu mimari ve sanatsal eserlerin yanında görülmeye değer.







Kaynaklar:
Bertliz Moskova Rehberi Kitabı

3 yorum:

Selnaz Uskuc dedi ki...

Aysecim,
nasil keyifle okuyorum yazdiklarini o kadar guzel bir site olusturdun ki yakindan takipcinim. Sana ve yaptigin islere cok deger veriyorum.
Oglusum ve ben seni gercekten cok seviyoruz. Su Moskova cukurunda senin gibi bir insani tanimaktan dolayi buyuk bir mutluluk duyuyorum.

Nesibe dedi ki...

Yazılar, resimler, anlatım, park muhteşem.. Çok etkileyici ve ihtişamlı bir yermiş gerçekten.. Ellerine, ayaklarına sağlık canım.

orhux dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.