Bursa’yı Nasıl Bilirsiniz? İstikamet Cumalıkızık



Daha önce birkaç kez Bursa şehir merkezine gitmiş, gezmiştim. Sanki Bursa bana şehir merkeziden ibaret gibi geliyordu. Oysa ne güzel ilçeleri varmış. İnternete karşıma Cumalıkızık, Trilye, Mudanya turu reklamı çıkınca Unesco'nun bile haberdar olduğu yanı başımızdaki bu köyü neden bilip gitmediğini sorguladım ve bu bayram gitmek üzere program yaptım. Hava durumuna göre yağmur bekleniyordu ama bu durum programımızı değiştirmedi. 






Osmaniye Köprüsü’nden geçip Cumalıkızık'a doğru yol alıyoruz. Yaklaşık 2 saatlik yolculuktan sonra Cumalıkızık'tayız.

Yağmur tahminlerin aksine gittikçe açan harika bir hava, parıldayan güneşle varıyoruz tarihi köye. İnternette yaptığım araştırmada köyde kahvaltı hizmeti konusunda olumsuz yorumlar görmüştüm. Bu nedenle köye girmeden önce yanımızda getirdiklerimizle pratik bir kahvaltı yapmayı hedefliyoruz. Bunun için ihtiyacımız biraz yeşillik biraz da sakinlik. Araba izinin olduğu toprak bir yol görüyoruz. O yol bizi yeşilliklerin ortasında etrafı ağaçlarla izole olan güzel bir yere getiriyor. Hayır dua almışız gibi işimiz rast gidiyor ve hiç beklemediğimiz güzellikteki bu yerde yapıyoruz kahvaltımızı. Açık hava Çin tuzu gibi, yediğin her şeyin lezzetini artırıyor.  Kahvaltıyı böyle bir yerde yapabildiğimiz için bizden mutlusu yok o an.

Köye indikten sonra tipik bayram kalabalığı karşılıyor bizi. Bu kalabalığı görünce kahvaltı yerimizin nasıl güzel bir şans olduğunu fark ediyoruz. 

Ara sokaklara dalıp bu tarihi köyü gezmeye başlıyoruz. Yaşayan Osmanlı Köyü diye geçen Cumalıkızık Köyü 750 yıllık bir vakıf köyü. Bu yanıyla önemli bir kültür mirası ve Unesco tarafından korunmaya alınmış. Bursa’ya 10 km, Yıldırım ilçesine 3 km uzaklıkta yer alıyor. Osmanlıların Bursa'da yerleştiği ilk bölgelerden biriymiş. O kadar eski bir köy ve onu bugün böylesi önemli yapan bugüne bozulmadan ulaşabilmiş olmasıymış. 180'i halen kullanılan 270 ev varmış ve köylüler daha çok başka yerlere taşınıp evlerini kafe, restoran ya da pansiyon gibi kullanmaya başlamışlar. Rengârenk evler, dar sokakları, paket taşları ile görüşmeye değer bir yer. Burayı özel yapan orijinalliği olduğundan çok bakımlı evler beklememenizi öneririm. Restore edilenler olduğu gibi bu ihtiyacı taşıyan evler de var. 

Müze gibi kullanılan bir örnek evin içini geziyoruz. 







Bu köşe evdeki dantelleri değerlendirmek için fikir verdi.


       


Ne güzel tasarımlar. Sobaya bayıldım özellikle.

 

Eşikler, kapı kolları, trabzanlar hep dikkatimi çeker, hep etkiler... Onu tutan elleri, geçen ayakları ve eşlik eden mental ve ruhsal durumu, niyetleri, umulanları, maruz kalınanları hatırlarım.


Evin camından görünenler...


Pencereden gözlenen yol...



Bu dünyanın en daracık sokaklarından biri. Cin Aralığı diye geçiyor. Bir de hikayesi var. Anlatılana göre Kurtuluş Savaşı yıllarında köyü basan Yunan askerleri, köylüleri camiye toplayıp yakmak istemişler. Köylüler de bu aralıktan geçir Yunan askerlerini atlatmış. Karşıdan bakınca çıkmaz sokak gibi göründüğü için düşman askerleri oradan çıkış olacağını düşünememişler ve olsa olsa bu cin işidir dediklerinden o sokağa Cin Aralığı adını vermişler. Gerçekten de iri yapılı birinin geçmekte zorlanacağı genişlikte bir sokak.


Çarşıda gezmeye devam ediyoruz. Evler sokağa sınır yerleştirilmiş. Eve girildiği sanılan kapı bir avluya açılıyor aslında. Bu nedenle kapılardan içeri bakmak  güzel, merak uyandırıyor. Evlere, avlularına baka baka Cumalıkızık Köyü'nü yukarıdan aşağıya dolaşıyoruz.



O sokak senin bu sokak benim  tarihi atmosferi hissediyoruz.












Taşları döşeyenlere Allah gani gani rahmet eylesin.





Güvel vatanımın güzel bir köşesini daha görmekten mutlu Bursa'yı tanımaya devam ediyoruz.




Hiç yorum yok: