Hey gidi Montessori! Aklın yolu bir değil mi! Bu eğitim metodu ile tanıştığım dönemde Montessori öğretmeni kuzenim "Senin içine Montessori kaçmış!" deyince bana ne sevinmiştim! Bence onunla aklımızın yollarını birleştiren şey kitabın üzerinde yazan "Bana kendi kendime yapmayı öğret!" ifadesi ile ilgili. İlkokul 1. sınıftayken ablam da aynı okulda 5.sınıfa gidiyordu ve ben ders sonu zili çalınca nasıl toparlanıp da fırlıyordum dışarı eve gitmek için görmeniz lazımdı! Derdim Basınköy'den E-5'i üst geçitle geçip ablama yakalanmadan Cennet'teki evimize tek başıma gitmekti. Bunun için hergün mücadele veriyordum. Kendi kendime gidebildiğimi görene kadar ben önde o arkada koşmaca şeklinde devam etmişti o günler. Bir şeyi kendin yapmanın, başarmanın hazzı o kadar büyük ki bazen maalesef biz büyükler sabırsızlık edip bu hazzı yavrularımızın elinden almaya çalışıyoruz. Çocuklarımız bir süre mücadele edip ısrarla bir şeyleri kendileri yapmaya çalışıyor, sonra vazgeçip teslim oluyorlar büyüklerine, kendi işlerini ya da onları hayata hazırlayacak, özgüven kazanmalarını sağlayacak işleri başkalarının yapmasına. Kızımda çaba sarf etmeden uyguladığım şey duymaktan hiç hoşlanmadığım yapamazsın, düşürürsün, düşersin gibi gelişmin önünü kesecek sözlerden kaçınmak ve ona, yapmak istediği şeylerde en azından denemesi için fırsat vermek ve bu süreci tabi ki sakinlikle ve sabırla izlemek. Birine zor gelen bir şeyin başkasına da zor gelmesi gerektiğini oldum olası anlamamışımdır. Belki o sadece ona, buna, sana göre zor, ne belli! Hem denemekten ne çıkar, belki bir oluru vardır. Betül'ün okulu Gymboree'deki bir psikolog söyleşisinde, psikolog hanımın bu konu ile ilgili söylediği çok güzel bir söz vardı. Geçiçi çözümleriniz korse gibidir. O an için iş görür ama çözüm değildir. Bir gün mutlaka patlar :)