IWC buz pateni sınıfının aktivitelere başlama zamanı geldi. Her cuma kararlaştırılan bir pistte yapılacak olan bu aktivitelerin ilki yarın, Kızıl Meydan'da kurulan buz pistinde başlıyor. Patenlerimi aldım ve bayramda çocukların yaptığı gibi onları yatağımın baş ucuna koymasam da sırt çantamda kapının yanındaki yerlerini aldılar bile. Çeşitli ülkelerden gelen diğer üyelerle tanışmak, Kızıl Meydan'ın o büyüleyici atmosferinde ( tabi düşmemeye odaklanmayıp etrafa göz atabilirsem) kaymak ya da kaymaya çalışmak, yeni arkadaşlarla paten sonrası kahve içerek tanışmak için sabırsızlanıyorum. Resimler ve yaşananlar gelecek...
Siz hayale suküta uğramak nasıl birşeydir bilir misiniz? Ben size bir örnekle açıklayım. Paten aktivitesi var diye bir gece öncesinden çantanı hazırlayıp, 4 saatlik uykudan zar zor kalkıp kendini yollara vurduktan sonra pistte kimseyi göremeyince yanlış gün geldiğini anlayıp geri dönmek gibi birş eydir...
Eşim fazla mesai yaptığı zamanlarda o gelene kadar uyuyamam. Dün gece de onlardan biriydi. Dördü geçiyordu uyuduğumda ve haliyle yataktan spatula ile sıyrılacak vaziyette kalktım. Attım kendimi bir telaş yola. Zaten 80 dk kayacağız. Yarısını kaçırmak istemem. Velhasıl yirmi dakika kadar geciktim. Kas(s)ada yerini her zamanki gibi almış deduşka teyzeme patenlerim olduğunu ingilizce söyleyince hemen anlıyor. Hayret! Para üstünü geri verince bir terslik olmalı diye düşünüyorum çünkü çok pahalı. O kadar da değildir canım Kızıl Meydan'da diye... Hanıma sormaya çalışıyorum ama şimdi dediklerimin hiçbirini anlamıyor. Üstüne üstlük darlanıp bana giriş turnikesini gösterip duruyor. Neyse ben şimdi aktivite liderinden öğrenirim deyip giriyorum içeriye. Aaaaa o da ne. Pistte toplasan toplasan beş altı kişi. Aman ya bu kadar az mı gelmişler deyip küçük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Sonra sadece resmini gördüğüm lideri arayıp kaymaya başlamadan şu para işininden emin olmak istiyorum. Telefona cevap veren yok, niye ki derken o an jeton düşüyor. Ya bugün ne günlerden. Ne zamandı ders...
Yazının üstünde de yazdığım gibi aktivite cuma günleri ve ben hangi akılla kalkıp iki gündür bunu farkedemeyip perşembe günü geldim bilemiyorum. Neyse şükür iyi oldu aslında. Bir şey kaçırmamış olmam teselli nedenimdi. Ayırca zamanında bir yere yetişememek kendime en çok kızdığım şeylerden biri olduğundan bundan da böylelikle sıyrılmıştım. İngilizce konuşan birini bulup (kayak eğitmeni) bana verilen iki tane biletin ne olduğu ve fiyatının doğru olup olmadığını anlamak da bir hayli zor olsa da olay sonunda çözüldü. Meğer ne dediğimi hemen anlamış gibi duran deduşka teyzem benden patenim yok diye bir de paten kirası almış. Bu arada eğitmenle bu vesile ile iyi muhabbet oldu. Epey yardımseverdi. Beklerken çay bile ikram etti. Nereli olduğum sorusunun cevabına hayli sevinerek "Gerçekten mi?" demesi beni biraz şaşırttı doğrusu. Aslında bunu daha önce birkaç kez daha yaşadım. Türkiye ile ilgili güzel izlenimleri var demek ki. Rusların genel olarak kaba olarak (örmeğin kasadaki deduşka teyzem) bilinmelerinin aksine bazıları da bu eğitmen hanım gibi çok yardımsever ve ince olabiliyorlar. Bilet tarihini değiştirip ayakkabı için olanı da iade ettikten sonra keyfim tam olarak yerine geliyor ve sağdaki resimde görülen Gum'daki müthiş şarküteriden beni evde kahvaltıya beklediğinden habersiz olan kocacıma kahvaltılık mis gibi sıcak pizzalar alıp eve dönüyorum.
1 yorum:
Canım,İşşallah bugün paten günün iyi geçmiştir.(Kazasız ,belasız)
Resimleri bekliyoruz.
Yorum Gönder