Uluslararası Kadınlar Kulübü Belçika Büyükelçiliği'nde Toplanıyor





Moskova Uluslararası Kadınlar Kulübü'nün (IWC) mayıs ayı toplantısı Belçika Büyükelçiliğinin konutunda elçinin hanımının ev sahibeliğinde saat 10:00-12:00 arasında yapılıyor. Çoğu büyükelçiliklerin konutlarında yapılan bu genel toplantıları sevmemin ilk nedeni tabi ki öncelikle büyükelçilerin evlerinin nasıl olduğunu merak etmem. Bu merak sanırım özellikle Ankara'da öğrenciyken çokça rastladığım büyükelçiliklerin bahçesinden içeri bakıp durmama, bir şeyler görmeye çalışmama dayanıyor olsa gerek. Ayrıca genel toplantılar  arkadaşlarla karşılaşmak, yeni arkadaşlar yapmak için de iyi bir fırsat oluyor. IWC'nin her organisazyonunda olduğu gibi diğer bir avantaj da İngilizce pratik yapmak. Ayrıca her toplantı bir konu teşkil edebiliyor. Bu ayki toplantıda, üyelerin yapmış olduğu el sanatları ürünlerinin, tabloların, heykellerin vb.  olduğu bir sergi var. Genel toplantıların hoşuma giden diğer tarafı da yapılan ikramlarda kültürümüzden farklı olan şeyler görmek ve denemek.


 Amerika Büyükelçisi'nin evinden sonra bu ev tabi biraz mütevazi kalıyor. Tavandaki, duvarlardaki alçı süslemeleri, kapılardaki oymalar çok zarif.


Bu arada her genel toplantıda biletleri 100 Rub yaklaşık 5 Lira'dan satılan çekilişler yapılıyor. Eğlence ve hareket katıyor toplantılara. Her seferinde bilet almayı unutup çekiliş yapılırken hatırlamalarım son katıldığım bir toplantıda, bir hanıma Küba tatilinin çıkması ile bitiyor ve bu sefer unutmuyorum. Bugün hediyeler çok parlak değil. Ama olsun bilet almayı unutmadım ya! Bir şey çıkmadı o ayrı mesele tabi.






Duvar kağıdından olsa gerek diğer salona göre  daha çok göze çarpan yemek odasındayım şimdi. Aslında şöyle bir bakınca buranın cazibesinin duvar kağıdı ve aydınlatma olduğu açıkça görülüyor. Bir de ona uygun olan paravan. Gelelim ikrama. Bugün soğuk olarak üç farklı şey ikram ediliyor. Birer parmak kadar koyup tatlarına bakıyorum. İlki buzlu çaymış. Hmm çok sevmedim. Zaten onu pek sevmem ben. Sonra diğer sürahiye geçiyorum. Hmmm bu da bana göre değil. Hele de sabah saat onda ve keklerin yanında. Domates suyu! Neyse ben bildiğimden şaşmıyor ve son sürahideki portakal suyunu içip damağımın tadını yerine getiriyorum. İkram edilen tatlılarda çok öne çıkan ya da geride kalan pek değişik bir şey yok.




Salondan bir köşe.


Burası da sanırım ailenin günlük yemek odası. Bu odadan evin bakımlı, güzel, küçük bahçesine çıkılıyor. Odayı sakin bulup Tayland'lı arkadaşımla çekiyoruz birbirimizi. Bu arada arkadaşımın yanında tanıştığım hanımla da epey konuştuktan sonra nereli olduğunu sormayı unuttuğumu farkedip  soruyorum. Meğer hanım Tayland Büyükelçisi'nin eşiymiş. Çok zarif olduğu kadar, çok mütevazi bir hanım olduğunu da böylece anlamış oluyorum. 


Bu arada da odanın duvar kağıdının  koyu renk olması eşyaları daha göze çarpan yapıyor. Duvarlar bizim hep alıştığımız ve kullandığımız şampanya rengi olsaydı tablolar, perdeler ve az sayıdaki mobilyalar kendini bu kadar gözteremezdi sanırım. Evimin duvarında bu ton bir mavi kullanmak da aklıma gelecek son şey olur.  


Toplantı bitince gün bu kadar erken bitmesin deyip Hollandalı arkadaşımla "Tsaritsino Diyorum Başka Bir Şey Demiyorum" yazımda anlattığım Tsaritsino parkına ilk aktivitede fazla dolmayan ceplerimi doldurmaya gidiyorum. Bu arada bir sonraki IWC genel toplantımız ise herkesin bir yiyecek getireceği bir bot gezisi olacak.

1 yorum:

kadınlar kulübü dedi ki...

süper bir yermiş