Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne kabul edilmeyip Trabzonspor'un davet edilmesinden sonra Trabzonspor'un rakipleri arasında ÇSK Moskova'nın olduğunu duymak özellikle Trabzonsporlu eşim başta olmak üzere bizi ailecek çok mutlu etti. Bu maçla ilgili diğer bir şansımız da benim Moskova'da olduğum zamana denk gelmesiydi. Yapacak tek şey İstanbul seyahatimde yaptığım bayrak ve bere alışverişi ile hazır olduğumuz maçın gününün gelmesini heyecanla beklemekti. Nihayet gün geldi. Eşim pek olmasa da ben yenebileceğimizden en azından berabere kalacağımızdan umutla bir kaç arkadaşımız ve yedinci ayın eşiğinde olan minişimizle birlikte Moskova'nın en büyük stadyumu olan Lujniki'nin yolunu tutuyoruz. Stadyum'a kırmızı hatta bulunan Sportivnaya metro istasyonundan gidiliyor. Metro ve etraf pek kalabalık olmadığını görünce bunu Lujniki'nin büyük bir stadyum olmasından ötürü taraftarların çok sistemli bir şekilde içeri alınacak olması ihtimaline bağlıyorum.
Phoebe Taplin'in Beklenen Kitabı Çıktıııı!!!
Bloğumda adını sıkça duyduğunuz ve Moskova'da oluşundan ve onunla tanışıp harika yürüyüşlerine katılmaktan ötürü her zaman şükrettiğim the Moscow News yazarı Phoebe Taplin uzun süredir beklediğimiz kitabının ilkini çıkarttı. Eğer Moskova'nın rehberlerde yazan bilindik yerlerin dışında kalan güzelliklerini adım adım sokak sokak gezerek keşfetmek istiyorsanız bu kitap işte o kişiler için. Phoebe kitabında sonbahar mevsiminde gezilmesini tavsiye ettiği yerleri için ay ay hazırlayıp yürüyüş rotalarını harita üzerinde çizilerek elinizle koymuş gibi bulacağınız şekilde tarif ediyor. Hiç aklınıza gelmeyeceğinden gezip göremeyeceğiniz yerleri bir kaşif modunda gezmek daha önce gazetedeki yazılarından çokça deneyimlediğim bir şey olduğundan bu kitabı ve yürüyüşlerini ısrarla tavsiye ediyorum. Çok şanslı biriymişim ki Moskova'dan ayrılmadan onunla tanıştım yaklaşık iki yıl onunla Moskova'yı sokak sokak gezip Moskova'yı onunla birlikte keşfettim.
Eski Rus Çizgi Filmleri
Rus televizyonlarını açıp da seyredecek bir şey bulmak gerçekten zor. Hem dizileri hem müzik programları 80'lerden kalmış gibi. Ama bütün bunların içinde bir istisna var görünce geçemediğim, bitene kadar izlediğim. O da eski Rus çizgi filmleri. Şimdiki dönemin Pokemon'larından Winx'lerinden çok farklı, genellikle oldukça basit, sevgi dolu, pozitif. Genellikle fazla diyalog içermeyen bu çizgi filmler şiddetten uzak, pozitif insani değerler taşıyor. Üstelik de müzikleri harika. İşin aslı eski filmleri de eski Türk filmi tadında ve zamanelerle ilgisi yok. Zamane film ya da dizi her neyse izlemeye bir iki dakika bile tahammül edemezken eski filmlere dilini anlamasam dahi bir süre takılabilyorum. İşin özü bana göre Rus televizyonlarıda ne varsa eskilerde var. İşte o eski çizgi filmlerden biri.
Devlet Baba Sen Çok Yaşa!
Moskova'da havaların soğuması ile ısınma ihtiyacı da doğal olarak başladı. Ama ne yazık ki üşüdüm gidip biraz kombiyi açayım diyemiyorsunuz tıpkı of çok sıcak oldu kapatayım diyemediğiniz gibi. Moskova'da ısıtma şehir çaplı merkezi yapılıyor ve kaloriferlerin ne zaman yanacağı ve kapatılacağı ancak devlet yani belediye kararı ile oluyor. Genellikle eylül ve nisan ayları arasında açılan ısıtma sistemine bir kaç gündür havaların soğuk gitmesi nedeniyle ( 10°nin altında) start verildi ve iki gündür yanıyor kaloriferler. Belki bizimki eski sistem olduğundan mıdır, yoksa hepsi aynı mıdır bilemiyorum ama çok ısındığımızda gidip şunu biraz kısayım diyemiyoruz. Bu durumda yapılacak tek şey camı açıp içeri soğuk hava ile doldurmak. Kaloriferin verdiği ısı yetmediğinde ise çözüm elektrikli peteklere sarılmak. Ama şunu açıkça söyleyebilirim ki binaların ısı yalıtımı süper yapılmış. Çünkü kendini bile zor ısıtan kaloriferimizin İstanbul'daki evimizde olduğunu düşünemiyorum. -20'lerde petekten çok borularından ısındığımız kalorifere bir de elektirikli petek eklediğimizde evimiz sıcacık oluyor. İstanbul'da o binalara -20 lerde 20 petek yaksak evimiz ısınır mıydı şüpheliyim doğrusu. Mantolamanın adet olduğu yeni yapılarda enerji tasarrufu için gerçek yalıtımın nasıl olması gerektiğini harabelikleri beğenmediğimiz Rus yapıları bize açıkça gösteriyor.
Moskova'da Bir Trende Bir Resim Sergisi
Moskova'da karşınıza ne zaman ne çıkacağı belli olmuyor. İşte bugün de öyle oldu. Koyu mavi hattaki bir trene binmek için beklerken gelen tren beni şaşırttı. Trenin dışı diğer trenlerden farklıydı. Çiçek desenleri ile kaplıydı. "Hmm bu da neymiş böyle!" derken asıl sürpriz beni içeride bekliyordu. Koltuklar kaldırılmış, trenin içi bir sanat galerisi gibi düzenlenmiş, duvarlara tablolar asılmıştı. İnsanlar alışmış olsalar gerek pek ilgilenmeyip kitaplarını okuyorlar ama ben ilk kez gördüğüm için bu tablolarla ilgiliyim. Fotoğraflarını çekip sizlerle de paylaşmak istiyorum. Güzel fikir öyle değil mi? Sen sergiye gidemiyorsan sergi senin ayağına geliyor, sıkıcı metro yolculuğu renkleniyor. Bu arada sıkıcı metro yolculuğu demişken, burada insanların metroda kitap okumalarının nedeni bu olabilir aslında. Uzun metro yolculuklarında etrafta görecek bir şey olmadığından insan oyalanacak bir şeyler arıyor ki bunun en güzel çözümü de okumak oluyor. Aslında hayat koşturmacasında kitap okumak için verilen güzel bir mola gibi oluyor metroya binmek benim için bir anlamda.
Amerikan Büyükelçiliği'nde Jübileye Bir Kala
Uzun bir aradan sonra Moskova Uluslararası Kadınlar Derneğin'in toplantılarına katılıyorum. Amerikan büyükelçiğinin konutunda yapılan toplantıya rağbet fazla. Dışarıda oluşan kuyruğa giriyor ve neredeyse yarım saat kadar bekliyorum. Allahtan önümde bekleyen İtalyan Büyükelçiliği'nde çalışan hanım çok hoşsohpet de canım hiç sıkılmıyor. Bu arada hanım arada kulağa çok güzel gelen İtalyanca kelimeler söylüyor. Ne anlama geldiklerini bilmiyorum ki vurgularından ve kullandığı yerlerden harika, süper gibi anlamlara geldiğini tahmin ettiğim mesela atıyorum anabellllaaaa gibi sonunu uzatarak söylediği sempatik kelimelerle süslüyor konuşmasını. Hanım Türk olduğumu duyunca da çok seviniyor. Kardeşi İstanbul'da yaşıyormuş ve hayatından ciddi anlamda memnunmuş. Bu arada hanım Orhan Pamuk'u beğenerek okuyormuş ama bazılarını okumanın zor olduğunu da itiraf ediyor. Ülkemle ilgili güzel tecrübeleri de duyduktan sonra giriyorum içeri. Burada olmak çok hoşuma gidiyor. Benim Moskova'ya geliş amacımı destekliyor. İngilizce konuşmama vesile oluyor, dünyanın farklı ülkelerinden arkadaşlar edinmemi sağlıyor. Bir çok aktiviteye ev sahipliği yapıp aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda da kazanımlar getiriyor. İyi ki Moskova'ya geldikten kısa bir süre sonra keşfetmişim bu derneği! Benim gibi düşünen biri iseniz ve Moskova'daysanız size IWC'ye üye olmanızı içtenlikle tavsiye ederim. Üyelik yıllık olarak yapılıyor.
Matruşkanızı Nasıl Alırdınız?
Moskova'nın modern yüzü olan Moscow City denilen cam giydirme cepheli bolca gökdelenin bulunduğu bölgede yine aynı şekilde Enka tarafından yapılan modern bir alışveriş merkezi olan Afimall'dayız. Yemek katından başımı kaldırıp da üst kattaki bu dev matruşkaları görünce içimdeki bebişle kendimi bir nevi onlara yakın hissediyor, meraklı cimcime ruhumun da ortaya çıkmasıyla sabırsızlıkla yanlarında alıyorum soluğu. Neredeyse Rusya'nın sembolu haline dönüşen bu Rus ahşap oyuncaklarının tarihi 1890 yıllarına kadar gidiyormuş. İç içe geçmiş bebek setleri ilk kez sanayici ve sanat konusunda sözü geçer biri olan Mamantov'un Moskova yakınlarında bulunan Abrentsevo'daki malikanesinde yapılmış. Vasily Zvyozdochkin tarafından oyularak sekiz bebek olarak şekillendirilmiş olan bu bebek seti bir Rus halk sanatları ressamı olan Sergey Malyutin tarafında da boyanmış. Malyutin'in bu ilk matruşka çalışmasında en dıştaki bebek horoz tutan ve safaran denilen geleneksel bir elbise giymiş bir kız olarak boyanmış. İçteki bebeklerden biri erkek, en içteki bir bebek ve geri kalanlar da malum kız. Safaran denilen bu geleneksel Rus elbiselerinden bir kaçını aşağıdaki fotoğraflarda görebilrsiniz.
Rus Televizyonunda Türk Nostaljisi
Bu sabah televizyon kanalları arasında gezinirken Дома́шний kanalında sanki bizden bir şey duydum, biri çocuklar dedi sanki, kulak kesildim. Ekranda öğrenci yurdu olduğu belli olan bir koğuşta bir sürü kız öğrenci, duydukları sesle yataklarına koşuşturuyordu. Duyduğum şeyin doğru olup olmadığını anlamak için beklerken koğuşa bir rahibenin girmesi ile yanıldığımı düşündüm. Bu çok eski bir filmdi ama yorganlarının altından bakan kızlar merakımı uyandırmaya devam ediyordu. Derken birden bir kızı Aydan Şener'e benzettim. Sonra bir diğerini de tanıdım. Geçen birkaç dakikadan sonra Kenan Kalav'da tüm yakışıklılığı ile ekranda arz_ı endam edince artık emindim. Bu, bir dönem bizim aile de dahil herkesi ekran başına kilitleyen bir TRT dizisiydi.
Bayramı Bayram Gibi Yaşamak ve Daha Önemlisi Yaşatmak İçin
Bu bayram gelin bir değişiklik yapalım, bayramı bayram tadında yaşamak için daha önemlisi yaşatmak için kolları sıvayalım. Bizim çocukluğumuzda heyecan içinde yaşadığımız bayramları çocuklarımıza da aynı şekilde yaşatmak, onların da hafızalarına unutulmaz bayram anıları eklemek için yapalım bunu. Eğer bu heyecan yavaş yavaş son buluyorsa, unutmayalım ki bizim jenerasyonun bir ayıbı bu! Yüzyıllardır süregelen geleneklerin bizim dönemimizde ortadan kalkmasının sorumluluğunu almak istemiyorsak, haydi durmayalım, bir şeyler yapalım.
Bu da Nasıl Bir Sebze Böyle?
Bugün alışverişte daha önce hiç görmediğim bu sebze ile tanışma şerefine nail oldum, daha doğrusu olduğumu sanıyordum ki bunun eski dostum kertenkele, yani balkabağının amcasının kızı olduğunu öğrendim eve gelip biraz araştırınca. Yani Патиссон adındaki bu sebze bir tür sıradan balkabağıymış Wikipedia'ya göre. Ama ne güzel değil mi, çiçek gibi resmen. Doğa, sanat eserlerine, yaratıcılığa inanılmaz bir ilham kaynağı! Bu arada yine wikipedia'ya göre bu ilginç kabak türü, kabakla aynı şekilde haşlanarak ya da kızartılarak yapılıyormuş ya da turşusu kuruluyormuş. Fiyatı da çok ucuz, kilosu Aşan(ашан )'da 34 ruble, yaklaşık 2 lira. Ben ne mi yapacağım, bakalım kısmet artık, önce güzelce soymayı becerebileyim de hele bir, ne yapacağımı ondan sonra düşünürüm! Bu arada merak edenler için özellikle potasyum yönünden zengin bu sebzenin 100 gr'mındaki vitamin değerleri aşağıda yer alıyor.
Dostoyevski'nin Kaleminden Rus Kadınları
Delikanlı, 1875
sf 525
Rus kadınları çabuk bozulur, onların güzelliklerinin görülmesiyle kaybolması bir olur, bu da herhalde yalnız tiplerinin etnografik özelliklerinden ileri gelmiyor, buna sebep bir de kayıtsız şartsız sevmeleridir. Rus kadını sevince her şeyini birden verir, sevgi anını da kaderini de, bugününü de yarınını da teslim eder, hesaplı harcamasını bilmez, yedek olarak bir şey bırakmaz böylelikle güzellikleri de çabucak sevdiklerini geçer.
Yekaterinagillerin Sarayında Ayşe Erdi Muradına, Siz Çıkın Kerevetine
Yekaterinagillerin Sarayın'da Ayşe erdi muradına dedim ama siz öyle dediğime bakmayın. Tam olarak ermiş değilim bu kostümlerle bu salonda bir vals dönemediğim için ;))
Olaya mevzubahis olan yer Tsaritsino'daki Yekaterina'nın Sarayı. Bu saraya daha önce de gelmiştim ama nasıl oldu da bu kostümlerin giydirildiğini bölümü kaçırdım bilmiyorum. Bu kıyafetlerin giyimine izin verildiğini duydum. Buradan kuvvetle ziyaretime gelen ablamları getirdiğimde tabiri caizse sarayın altını üstüne getirip sonunda nihayet buluyorum. Aslıda hiç de zor değilmiş.
Hoşgeldin 2068, Hoşgeldin Nepal Yeni Yılı!
Ayşe'nin Gazetesi bugün de Nepal'in 2068 yılının gelişini kutlama şenliklerinde. Aman bir renkli gün ki sormayın! Günün renklenmesinin nedeni üzerimdeki bu "Sari". Geleneksel kıyafeti olmayan birinin bu kıyafeti giymesi pek alışıldık bir şey olmayacak ki insanlar şaşırmama neden olacak kadar pek bir ilgi gösteriyor. Haydi başlayayım bu güzel günü baştan anlatmaya...
İlginç mi İlginç Kapı Kolları
Park Kultury'deki Derozhinskaya Konağı hakkında bilgi araştırırken bu ilginç kapı kolları ile karşılaştım. Kapı kolları her zaman ilgimi çektiğinden hele de böylesi ilginç olunca bir kaçını burada paylaşmak istedim. Daha fazlasını görmek isteyenler, buradan buyurun!
İçin İçin Niçin Çin!
Moskova Uluslararası Kadınlar Kulübü'nin nisan ayı toplantısına Çin Büyükelçiliği ev sahipliği yapıyor. "Kış Kermesi'nde ve "Asya Pasifik Kadınlar Grubunun Kermesi"nde oldukça iyi iş çıkaran Çin'i kendi evinde ve ev sahipliği konusunda görmeye can atıyordum ki bu toplantı tam da bu nedenle muradıma ermeme vesile oluyor. Ayrıca bu toplantının benim için önemi başka. Daha önce de bir kaç kez Moskova Uluslararası Kadınlar Kulubü ile kulübün organizasyonlarında çektiğim fotoğrafları paylaşmıştım ama bu kez ilke defa resmi olarak öncesinde teklif ediliyor onlar için fotoğraflar almam. Bu misyonla düşüyorum yollara. Yollara düşüyorum düşmesine ama metrodan sonra adresi kulübün sayfasında tarif eden kişiye bir yandan da saygılarımı iletiyorum. Metrodan sonra bir otobüsün şart olduğu sağda solda ne bir dükkan ne bir evin olduğu yolu ha geldim ha geleceğim diyerek konsolosluğa doğru ilerliyorum. Neyse ki doğru yoldayım!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)